Contemporary Istanbul 2025: Şehirde Nereye Gitmeli?
- Görkem Karaman
- 15 Eyl
- 4 dakikada okunur
Contemporary İstanbul’un 20. edisyonu, şehri bütüncül bir sanat destinasyonu olarak deneyimleme imkânı sunuyor. Ziyaretçiler için bu dönemde merak uyandıran bir diğer başlık ise fuar dışında görülebilecek sergiler. “Where to Go” seçkimiz, İstanbul’un güncel sanat atmosferini tamamlayan ve şehrin farklı noktalarında izleyiciyle buluşan sergilere odaklanıyor. Her biri, sanatın güncel dinamiklerini farklı bağlamlarda yorumlayarak, fuar maratonunu zenginleştiren bir katman ekliyor. Contemporary İstanbul vesilesiyle şehre gelen sanatseverler için “Where to Go”, kentin çok katmanlı kültürel hafızasını keşfetmeye davet niteliğinde.

Tersane Istanbul
Contemporary İstanbul’un 20. edisyonuna ev sahipliği yapan Tersane İstanbul, Haliç’in kıyısında, 600 yıllık bir mirası bugüne taşıyan kültür ve yaşam alanı olarak konumlanıyor. Tarihi endüstriyel dokunun içinde yer alan büyük ölçekli avlular, restore edilmiş taş yapılar ve modern eklerle bütünleşen mekân, ziyaretçiyi hem geçmişin izleri hem de çağdaş bir kurguyla karşılıyor. Alanın merkezinde konumlanan Luxury Plaza, açık hava alışveriş caddeleri, lüks konsept mağazalar ve etkinlik alanlarıyla deneyimi çok katmanlı hâle getiriyor. Burayı ziyaret eden ziyaretçiler için önerim Beymen Tersane G8-The Space alanında Arcangelo Sassolino’nun "The State of Desire" enstalasyonunu deneyimlemeleri. Tersane’de benim için en keyifli mekanlardan biri de This is Not a Pop-Up. Burada gün batımına karşı ince hamurlu bir dilim pizza yiyip Haliç manzarasına karşı bira yudumlamak, İstanbul’da yaşamanın ne kadar değerli olduğunu da hatırlatır nitelikte. Sanat dolu bir günün ardından bu mekân, fuarın temposunu biraz yavaşlatıp şehrin ritmini hissetmenin en keyifli yollarından biri.

Elif Uras - Earth on Their Hands
Galerist sanat sezonunun başlangıcında çok güçlü bir sergi ile karşınızda! Elif Uras’ın dördüncü kişisel sergisi “Ellerinde Toprak”. 18. İstanbul Bienali ile eş zamanlı açılan sergi, kadın emeğini tarihsel ve maddi kültür bağlamında yeniden düşünmeye davet ediyor. Sanatçının New York’ta ürettiği seramikler, İznik’te gerçekleştirdiği döküm işleriyle ilk kez bir arada sunuluyor. Kadın bedeninden esinlenen vazolar, İslam sanatının geometrik ritimleriyle Neolitik figürlerin birleştiği formlara dönüşüyor. Sır, boya ve altın yaldızla oluşturulan yüzeyler güçlü bir anlatı kuruyor. Sergi, kadın emeği, dayanışma ve görünmeyen iş gücü temalarını öne çıkarıyor. Uras, altını ataerkil bir simgeden çıkarıp kadın emeğinin sembolüne dönüştürürken, bastırılmış anlatıları yeniden görünür kılıyor. Ellerinde Toprak, 8 Kasım 2025’e dek, Pazar günleri hariç her gün 11.00–19.00 arasında ziyaret edilebilir.

Ani Çelik Arevyan - Past Present Tense
Ani Çelik Arevyan, otuz beş yılı aşkın süredir kullandığı ve biriktirdiği otuz beş kadın vücudu biçimindeki parfüm şişesini bu sergisinde yeniden yorumluyor. Arevyan, camı eriterek oluşturduğu heykellerde şişelerin desenlerinin kayboluşunu, zamanla silinen anılara benzetiyor. Erimiş bedenler bazen dans eden ya da uzanan kadın figürlerine, bazen de soyut objelere dönüşüyor. Bu dönüşüm, hatırlamanın geçiciliği ve koku ile hafıza arasındaki bağ üzerinden içe dönük bir yolculuğa işaret ediyor. Sanatçının ifadesiyle “fotoğraf ve heykel, hem anlatım biçimi hem de keşif süreci.” Eserlerinde kişisel hikâyeler ile evrensel temalar arasında bir köprü kuran Arevyan, zamanın katmanlarını ve rastlantısal devinimlerini görünür kılıyor. Sergi, 20 Eylül – 23 Kasım 2025 tarihleri arasında sanatçının stüdyosunda ziyaret edilebilir.

Erdoğan Zümrütoğlu - Meçhul Öğrenci Anıtı İçin Modüller
PİLEVNELİ, 16 Eylül – 15 Kasım 2025 tarihleri arasında Erdoğan Zümrütoğlu’nun yeni kişisel sergisi “MEÇHUL Öğrenci Anıtı için Modüller”i Odakule’deki Surp Yerrortutyun Ermeni Katolik Kilisesi’nde sunuyor. 18. İstanbul Bienali ile eş zamanlı gerçekleşen sergi, Ece Ayhan’ın 1970 tarihli şiirine görsel bir yanıt ve saygı duruşu niteliği taşıyor.
Tuval işleri ve heykellerden oluşan seçki, şiirdeki duygusal-politik yoğunlukla çağdaş krizler arasında bir köprü kuruyor. Sanatçının figüratif anlatımı ile malzemenin maddeselliği arasındaki gerilim, hem bireysel hem toplumsal travmaların yüzleşme alanına dönüşüyor. “Modüller” başlığı sistemli bir çağrışım taşısa da Zümrütoğlu’nun resmi sabit bir üsluba değil; üsluplar arası hareket eden özgün bir anlatıya dayanıyor.Deformasyon geleneğiyle bağ kuran eserlerde figürler parçalanıyor, silikleşiyor, yeniden oluşuyor. Bu süreç, kimliğin kırılgan doğası ve temsiliyetin sınırlarını sorguluyor. Kilisenin tarihsel ve mimari bağlamı ise bireysel anlatıya kolektif bir katman ekleyerek, sessizlik ve yalnızlığı toplumsal bir sese dönüştürüyor. Sergi, 16 Eylül – 15 Kasım 2025 tarihleri arasında salıdan pazara, 11.00–19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Güneş Terkol - Working Portraits
Ferda Art Platform, Güneş Terkol’un “Working Portraits” serisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçı, gündelik hayatın görünmez kahramanlarını kumaş üzerine işlediği portrelerle görünür kılıyor. Bakkal, sahaf, dişçi ya da berber gibi farklı meslek grupları; onların mekânları, ritimleri ve toplumsal ilişkileri bu seride şiirsel bir dille aktarılıyor. Tülbent gibi geçirgen kumaşların tercih edilmesi, kırılganlık ile direnci aynı yüzeyde buluşturuyor. Bu malzeme seçimi, gündelik emeğin kent yaşamındaki sürekliliğini güçlü bir metafora dönüştürüyor. Terkol’un kolektif hikâye anlatımı ile feminist perspektifi bir araya getiren pratiği, sıradan görünen işlerin ardındaki sosyo-kültürel katmanları açığa çıkarıyor. Sergi, kentin geleceğini taşıyan bu küçük mekânlara dikkat çekerek, izleyiciyi gündelik hayatın şiirsel boyutunu keşfetmeye çağırıyor. “Working Portraits”, 11 Kasım 2025 tarihine kadar Ferda Art Platform’da görülebilir.

Akbank 35. Caz Festivali
Şehrin müzikal belleğine 35 yıldır eşlik eden Akbank Caz Festivali, bu yıl da “Şehrin caz hali” mottosuyla dünya sahnesinin dikkat çekici isimlerini İstanbul’da ağırlıyor.
Festivalin programında Grammy ödüllü Brezilyalı piyanist ve vokalist Eliane Elias, cazın geleceğine kapı aralayan trompetçi Chief Adjuah, Afro-Küba ritimlerini cazla buluşturan Alfredo Rodriguez & Pedrito Martinez ikilisi öne çıkıyor. Türkiye cazının öncü isimlerinden Nilüfer Verdi ise triosuyla “barış için şarkılar” seslendirecek. Deneysel flamenko sahnesinin yıldızı Raül Refree, kolektif müziğin iyileştirici etkisini öne çıkaran Adam Rudolph – Invisible Threads projesi ve Önder Focan & Yavuz Darıdere Legendary Hammond Trio da festivalin öne çıkanları arasında. Cazın geceye yayılan enerjisi ise All Night Jazz etkinliğiyle Hindistan doğumlu DJ Jitwam, Grup Ses ve Polonya çıkışlı Niechęć ile dans pistine taşınıyor. Lokal sahneden Dilan Balkay, Ömercan Şakar Project OM 4.0 ve Sinem İslamoğlu Group da festivalin ritmini çeşitlendiriyor.

212 Photography Istanbul
212 Photography Istanbul’un sekizinci edisyonu, şehri çok mekânlı bir sanat rotasına dönüştürüyor. Fotoğrafın ötesine geçen program; sergiler, söyleşiler, atölyeler, performanslar ve film gösterimleriyle İstanbul’un farklı bölgelerine yayılıyor. Bu yılın öne çıkan sergileri arasında Steve McCurry – The Haunted Eye dikkat çekiyor. Yaklaşık 200 işten oluşan retrospektif, sanatçının 50 yıllık üretiminden güçlü bir seçki sunuyor. Festival mekânları şehrin farklı dokularını bir araya getiriyor: MSGSÜ Tophane-i Amire, Yapı Kredi bomontiada, Taksim Sanat, Müze Gazhane, Yeldeğirmeni Sanat ve Akaretler Sıraevler, programın durakları arasında. Bu çeşitlilik, kenti hem tarihsel hem de çağdaş bir bağlamda keşfetme olanağı sunuyor. 212 Photography Istanbul, klasik fotoğraf teknikleri ile yeni medya üretimlerini buluşturarak disiplinlerarası bir platform yaratıyor; izleyiciyi yalnızca görsel değil, kavramsal bir yolculuğa da davet ediyor.





Yorumlar