Weekend Talks - Elif Uras
- Rana Korgül

- 16 Eki
- 3 dakikada okunur
Sanatçı Elif Uras ile Galerist'te gerçekleşen son sergisi “Ellerinde Toprak” için bir araya geldik ve hem yeni seyahat rotalarını hem de sergisinin hikayesini kendisinden dinledik.

Sizin için ‘Perfect Weekend’ neyi ifade ediyor?
Hafta sonu, 19. yüzyılda işçi sınıfının çalışma koşullarını biraz olsun hafifletmek için ortaya çıkan, iş ve emekten uzaklaşıp dinlenme ve eğlenceye ayrılan bir zaman dilimi. Bugün ise “mükemmel hafta sonu” kavramı, seyahat ve eğlence kültürünün gösterişli tüketim ekonomisine evrilmesiyle çoğu zaman erişilemez bir hayale dönüşüyor ve herkeste FOMO (kaçırma korkusu) yaratıyor. Ben ise hafta sonunu, doğanın kucağında alınan bir nefes olarak tanımlamak isterim.
Düzenli bir Ctesi / Pazar günü rutininiz var mı?
Serbest bir emekçi olarak hafta sonlarımın bir kısmı da üretmekle geçiyor. Bir yandan da bu günler oğlumun spor ve müzik rutini üzerine kurulu. Sabah erken kalmak zorunda olmamak ve kahve eşliğinde (hala!) basılı gazetemi okuyabilmek cumartesi ve pazarı en keyifli kılan şey.
New York, İstanbul ve İznik’te yaşıyorsunuz (‘çalışıyorum’) diye bilgimiz var. Ama ağırlıklı olarak NY sanırım. NY’da hafta sonu için kaçamak noktalarınız nereler?
Yılda birkaç kez trenle gidilebilen, eyaletin daha kırsal “Upstate” olarak adlandırılan kuzey bölgelerine arkadaş ziyaretine gideriz. Dia Beacon ve Mass MoCA gibi müzeler de kuzeyde. Bu bölgelerde zaman daha yavaş akıyor gibi geliyor insana.
Geçenlerde çocuklarla birlikte günübirlik Philadelphia’ya gittik; radar altı kalmış ve genç yaşta kaybettiğimiz çok sevdiğim sanatçı Christine Rahmberg’in sergisini görebilmek için. Philadelphia, Barnes Foundation ve Philadelphia Museum of Art, gerçekten inanılmaz eserler barındıran, etkileyici sanat kurumları.
Tabii çoğu zaman şehirde kalıyorum; sadece müze sergilerine yetişmek bile imkânsız gibi geliyor. Ailecek Met ziyareti ve ardından Central Park’ta bir yürüyüş bizim için artık bir klasik haline geldi.

‘Long Weekend’ olarak favori seyahat rotalarınız nereler? Yurt içi ya da dışı?
Yurt içinde seyahat olmasa da çalışma rotam İznik’ten geçiyor. İznik, ‘uzun hafta sonu’ geçirmek için ideal bir yer. Roma surları, çini fırınlarının arkeolojik kazıları ve İznik Gölü sahili görülmeye değer. Yeni açılan İznik Müzesi ise bölgenin tarih öncesi dönemlerinden Osmanlı’ya kadar uzanan kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor.
Seyahat etmek sizi nasıl besliyor?
Seyahat ufkumu açıyor; sanatla karşılaşmak, durmak ve soluklanmak için bir alan yaratıyor.
Tercihiniz genelde şehir seyahatleri mi yoksa kültürel geziler mi oluyor?
Şehir seyahatleri ile kültürel geziler arasında net bir ayrım yapmam çünkü benim için şehir demek müze, tarih ve kültür demek.
En son nereye seyahat ettiniz? Orada ne keşfettiniz?
İş gezisi ve mekân ziyareti için Torino’ya gittim. Barok mimarisiyle görkemli bir şehir. Müzeleri arasında ilginç bağlamlar var; mesela Mısır Müzesi’nde 1903–1937 arasında Ernesto Schiaparelli’nin kazılarında ortaya çıkarılan ve İtalya’ya getirilen 30.000’e yakın tarih öncesi eser sergileniyor. Ayrıca Francesco Garnier Valletti’nin meyve koleksiyonundan ilhamla kurulan Meyve Müzesi de var. Bizden, yani Anadolu’dan giden tarihi seramik eserlerin de yer aldığı Doğu Sanatı Müzesi’ni özellikle tavsiye ederim.
Henüz gitmediğiniz ve en çok görmek istediğiniz şehir/ülke neresi?
Japonya en çok gitmek görmek istediğim yer.
Bir günlüğüne her şeyi bırakıp gitmek isteseniz, nereye gidersiniz?
Deniz kıyısına giderdim, gün batımına doğru.
Yurt içi ya da dışı en favori oteliniz hangisi? Ya da konaklamak istediğiniz bir otel var mı?
En sevdiğiniz dünya mutfağı?
Meksika.

Sizce ideal seyahat arkadaşı nasıl olmalı?
Kesinlikle müze gezmeyi seven biri.
Bavulunuzun olmazsa olmazı nedir?
Kitaplar.
Üniversitede hukuk okuduktan sonra güzel sanatlarda yüksek lisans yaptınız. Sanat pratiğiniz seramik, resim ve deseni kapsıyor. Sanatınızın temelindeki düşünce nedir?
Sanat içimde yaşadığımız dünyayı ve zamanı yansıtmalı.
Sanatın sizin için en önemli yönü nedir?
Düşünce, üretim ve iletişim.
Sizin için yaratmak ne anlama geliyor?
Yaratmak var olmak demek.
Son serginiz Galerist’te. Bu sergiye neler ilham verdi? Neler anlatıyorsunuz?
Serginin ismi “Ellerinde Toprak”, sembolizm ve gündelik hayatı mitleştirerek kadın emeğini yücelten bir söylem taşıyor. Toprak hem seramiğin hammaddesi olarak çamura hem de emeğin, bellek ve doğayla olan kadim ilişkisine işaret ediyor. Aynı zamanda geçmişten bugüne süzülen bilgiyi ve üretimi taşıyan bir metafor.
Neredeyse yirmi yıldır seramikle çalışıyorum; İznik’te atölyelerde bulundum. Seramiğin bir sanat ve zanaat olarak ne kadar çok emek gerektirdiği, işlerimde hep vurguladığım bir düşünce.
Aynı zamanda Erich Neumann’ın Büyük Ana kitabında geçen kadın = kap = beden = dünya denklemi, bu düşünsel çerçevenin özeti gibi. Ellerinde Toprak, kapların içini ve dışını dokuyan, örerek, bezeyerek, dolduran emeğe odaklanıyor.
Şu sıralar neyin hayalini kuruyorsunuz? Bundan sonraki hedefler neler?
Bundan sonra rotam daha önce hiç gitmediğim bir ülke olan Kanada’ya çevriliyor. Ocak’ta Toronto’daki Gardiner Müzesi’nde karma bir sergiye katılacağım. O sergi için üreteceğim yeni işlerin hayalini kuruyorum.
Röportaj:Rana Korgül
Fotoğraf & Video: Ali Çolpan
Genel Yayın Yönetmeni: Kubilay Sakarya












Yorumlar