Four Seasons Denize Açılıyor: Lüks Artık Sadece Karada Değil!
- Perfect Weekend Team
- 10 Haz
- 3 dakikada okunur
Lüks denildiğinde akla ilk gelen markalardan biri olan FourSeasons, otelcilikteki deneyimini şimdi denizlere taşıyor. 2026 yılında ilk kez suya inecek olan Four Seasons I, kruvaziyer deneyimini baştan tanımlamaya hazırlanıyor.

İlk etapta duyurulan iki güzergâh var: Ocak ayında Akdeniz, Mart ayında ise Karayipler rotası. Karayipler tarafında St. Lucia’dan Aruba’ya uzanan yedi gecelik duraklar, doğanın sunduğu en özel manzaraları keşfetmeye imkân sunarken; Akdeniz güzergâhı ise Yunan adalarından Hırvatistan kıyılarına kadar uzanıyor. Bu güzergah sırasında Türkiye’ye de uğramayı ihmal etmiyor. Üstelik Santorini gibi klasiklerin yanı sıra Ios ve Milos gibi daha “keşfedilmemiş” adalar da programa dahil. Yani kalabalıklardan uzak, kişisel keşifler için harika bir rota planlaması yapılmış.

İlk etapta duyurulan iki güzergâh var: Ocak ayında Akdeniz, Mart ayında ise Karayipler
rotası. Karayipler tarafında St. Lucia’dan Aruba’ya uzanan yedi gecelik duraklar, doğanın
sunduğu en özel manzaraları keşfetmeye imkân sunarken; Akdeniz güzergâhı ise Yunan
adalarından Hırvatistan kıyılarına kadar uzanıyor. Bu güzergah sırasında Türkiye’ye de
uğramayı ihmal etmiyor. Üstelik Santorini gibi klasiklerin yanı sıra Ios ve Milos gibi daha
“keşfedilmemiş” adalar da programa dahil. Yani kalabalıklardan uzak, kişisel keşifler için
harika bir rota planlaması yapılmış.
Yat, ilk yılında tam 30 ülke ve bölgede 130’dan fazla durağa ulaşacak. Ama asıl ilginç olan,
bu güzergâhların Four Seasons otel ve resort’larıyla entegre edilebilecek şekilde düşünülmüş
olması. Tatil anlayışı artık “bir yerde konaklayıp çevreyi gezmekten çok, bir deneyimler
bütünü yaratmak üzerine kurulu.
Gemideki detaylar ise hayranlık uyandırıcı. En dikkat çekici alanlardan biri, suya sıfır
konumlanmış “enine marina” adı verilen ve her iki yandan suya doğrudan erişim sağlayan
yüzer platformlar. Bu alanlar, misafirlere yüzme, dinlenme, kano veya paddle board gibi su
aktiviteleri ile ilgilenme imkanı tanıyor. Sabahları yoga yapabileceğiniz, gün boyu
smoothielerle ferahlayabileceğiniz ve akşamüstü bir kokteyl eşliğinde gün batımını
izleyebileceğiniz alanlar düşünülmüş. Bu detaylar, projenin sadece lüks değil; aynı zamanda
well-being odaklı olduğunu da gösteriyor.


Kabinlere gelince… Aklınıza gelen küçük, sıkıcı hatta bazen ışık bile doğru düzgün almayan
kruvaziyer odalarını unutun! Tabii ki lüks bir konaklama markasından bunları beklemezsiniz
ama birazdan okuyacaklarınız beklentinizin çok üstünde kalıyor olacak. Yatın orta segment
süitleri olan Seaview ve Ocean Suite seçenekleri, tavandan tabana camlar, geniş özel
teraslar ve otel odası konforunu aratmayan detaylarla dikkat çekiyor. Özellikle Ocean Suite’in
sunduğu 70 m²’lik yaşam alanı ve bazı versiyonlarında yer alan kişisel personel stüdyosu, bu
seviyede bile ayrıcalıklı bir deneyim sunulduğunu gösteriyor. Daha kalabalık seyahat eden
aileler için tasarlanan Grand Ocean Mid Suite ise geniş iç mekânı ve büyük terasıyla, deniz
manzaralı bir ev hissi yaratıyor.

Ancak asıl çarpıcı olan, Four Seasons I’ın imza süitlerinde gizli. Örneğin, Loft Suite;Tam 330
m² iç alana ve 400 m²'den büyük bir terasa sahip bu üç yatak odalı süit, açık hava spor alanı,
sauna, buhar odası ve özel havuz gibi detaylarla kendi başına bir villa hissi yaratıyor. Üstelik
yedi farklı süitle birleştirilerek toplamda 20 kişiye kadar genişleyebiliyor. Büyük aileler,
arkadaş grupları ya da özel etkinlikler için ideal.
Ve elbette, Four Seasons I’ın en ayrıcalıklı noktası olan Funnel Suite. Dört kata yayılan bu
süit, neredeyse 1000 m²’lik toplam yaşam alanıyla deniz üstünde benzersiz bir yaşam
deneyimi sunuyor. Aynalı dönen merdiveniyle birbirine bağlanan yaşam alanları ve odalar
fütüristik bir görünüm yaratıyor. 280 derece panoramik manzarası, açık hava spor salonu,
özel mutfağı, buhar odası, saunası, geniş havuzu ve zarif yemek alanlarıyla bu süit
beklentilerin çok ötesinde.

Konaklamadaki farkını gastronomi alanında da devam ettiren Four Seasons dünya
genelindeki otellerinin ödüllü (34 Michelin yıldızı da buna dahil) mutfak mirasını denizle
buluşturuyor. Sedna, sezonluk ve bölgesel menülerle modern Fransız mutfağını
harmanlarken, Terrasse, Côte d’Azur esintili Akdeniz lezzetlerini açık mutfak ve canlı pişirme
istasyonlarıyla sunuyor. Miuna, sadece 16 kişilik oturma kapasitesiyle, sürdürülebilir ve yerel
malzemelerle hazırlanan omakase deneyimi vaat ediyor. Champagne & Caviar barı, nadir
bulunan havyar ve şampanya eşleşmeleriyle lüksü en derinden hissettiriyor. Cigar Lounge
ise dünya çapından seçkin purolar, yıllanmış içkiler ve premier cru çikolatalarla rafine bir
deneyim sunuyor.


Tasarım ise Tillberg Design of Sweden imzası taşıyan.Four Seasons I’ın kaptan köşkünde,
denizcilik dünyasında bilinen bir isim yer alıyor: Kate McCue. 2015 yılında bir megakruvaziyer gemisinin kaptanlığını üstlenen ilk Amerikalı kadın olarak tarihe geçen McCue,
şimdi Four Seasons Yachts’ın ilk ultra lüks yatı Four Seasons I’ın dümeninde.

Four Seasons I, otelcilik alanındaki deneyimini denizlere taşıyarak, konuklarına alışılmışın
dışında bir seyahat alternatifi sunuyor. 2027’de Four Seasons II’nin de devreye girmesiyle bu
yeni yaklaşımın genişlemesi planlanıyor. Lüks otel markalarının deniz üzerindeki varlığı
giderek artarken, Four Seasons da bu alanda kendi çizgisini oluşturma yolunda emin
adımlarla ilerliyor.
Denizle buluşan bu yeni konaklama anlayışı, lüks seyahat kavramına farklı bir boyut
kazandırıyor.
Yorumlar